Tillahınızdan korkmam ne demek ?

Mert

New member
Merhaba Forumdaşlar, İçten Bir Hikâye Paylaşmak İstiyorum

Hepimiz hayatımızda zaman zaman “Tillahınızdan korkmam” derken neyi kastettiğimizi tam olarak anlamışızdır. Ama bu ifadeyi gerçek bir hikâyeyle düşündüğünüzde, sadece sözlerden ibaret olmadığını, hayatın içinden süzülen bir cesareti anlattığını fark ediyorsunuz. Bugün sizlerle paylaşacağım hikâye, tam olarak bunun üzerine kurulu: cesaret, strateji ve empati üçgeninde şekillenen bir insan deneyimi.

Strateji ve Çözüm Odaklı Bir Adam: Kaan

Kaan, iş hayatında her zaman çözüm odaklı yaklaşan bir adamdı. Sorun ne olursa olsun, paniklemek yerine plan yapar, seçenekleri tartar ve en etkili çözümü hayata geçirirdi. Arkadaş çevresi onun bu yönünü takdir ederdi; “Tillahınızdan korkmam” derdi bir mesele karşısında, çünkü gerçekten de karşısına çıkan engelleri soğukkanlılıkla aşardı. Kaan için korku, planlı adımlar ve stratejiyle yönetilebilecek bir duyguya dönüşmüştü.

Bir gün, Kaan’ın karşısına hiç beklemediği bir durum çıktı: uzun süredir birlikte olduğu sevgilisi Elif, aralarındaki bazı sorunlardan dolayı ilişkilerinde bir kırılma noktası olduğunu hissettirdi. Kaan, alıştığı çözüm odaklı mantığıyla yaklaşmak istedi ama bu kez işin içinde sadece mantık değil, duygular da vardı. Plan yapmak yetmiyordu; Elif’in hislerini anlamak, onun perspektifinden bakmak gerekiyordu.

Empatik ve İlişkisel Bir Kadın: Elif

Elif, ilişkilerinde duygulara önem veren bir kadındı. İnsanların ne hissettiğini anlamak, onlara dokunmak ve empati göstermek onun için vazgeçilmez bir yaklaşım olmuştu. Kaan’ın çözüm odaklı tavrı çoğu zaman işe yarasa da, Elif bu kez kendini yalnız hissettiğini söylediğinde, sadece mantıksal bir çözüm bulmak yetmiyordu. Ona göre mesele, anlaşılmak ve değer görmekti.

Elif, Kaan’a karşı hislerini ifade ederken gözlerinde hafif bir kırılma vardı. “Tillahınızdan korkmam” demek bir yandan cesaretin ifadesiydi, ama Elif için bu kelimeler, karşısındaki insanın hem kendi cesaretini hem de empatisini gösterebilmesini denetleyen bir sınav gibiydi. Kaan bu sınavın farkındaydı; burada strateji ve plan, kalbin rehberliğinde yeniden şekillenmeliydi.

Cesaret ve Empatinin Kesişimi

İşte tam bu noktada, Kaan ve Elif’in hikâyesi “Tillahınızdan korkmam” kavramının özünü gözler önüne seriyor. Kaan, Elif’in duygularına dokunabilmek için mantığını bir kenara bırakıp onun perspektifinden bakmayı denedi. Elif, Kaan’ın stratejik yaklaşımının yanında onun samimiyetini fark etti. Cesaret artık sadece engellere karşı durmak değil, aynı zamanda kırılganlıkla yüzleşmek ve empati göstermekle de eş anlamlı hale geldi.

Kaan bir akşam Elif’i sevdiği kafeye götürdü. Sessiz bir köşeye oturup gözlerinin içine bakarak, “Sana söz veriyorum, bu mesele ne kadar zor olursa olsun, senin yanında duracağım. Tillahımdan korkmam ama en çok da senin hislerinden kaçmam,” dedi. O an, ikisi de kelimelerin ötesinde bir bağ hissetti; strateji ve empati bir araya gelmiş, cesaret yeni bir boyut kazanmıştı.

Hayatın İçinden Bir Ders

Hikâyenin sonunda, “Tillahınızdan korkmam” demek sadece güç göstergesi değil, aynı zamanda duygusal zekâyla harmanlanmış bir cesaret ifadesi olarak karşımıza çıkıyor. Kaan gibi erkekler çoğu zaman çözüm odaklı ve stratejik hareket ederken, Elif gibi kadınlar ilişkisel ve empatik bir yaklaşım sergiliyor. Ancak gerçek cesaret, bu iki yaklaşımın buluştuğu noktada ortaya çıkıyor: hem mantıkla hem de kalple hareket edebilmek.

Bu hikâye bana, hayatın küçük ya da büyük sorunlarında yalnız olmadığımızı, cesaretin sadece korkuya karşı durmak olmadığını gösteriyor. Bazen cesaret, karşımızdaki insanın hislerini anlamak ve onları önemsemek kadar basit ama derin bir eylem olabilir.

Forumdaşlar, Siz Ne Düşünüyorsunuz?

Belki siz de hayatınızda benzer anlar yaşamışsınızdır. Karşınızdaki insanın hislerini anlamak, stratejiyle değil de kalple çözüm aramak zorunda kaldığınız zamanlar oldu mu? “Tillahınızdan korkmam” dediğiniz ama aslında empati ve cesaret arasında ince bir denge kurmak zorunda kaldığınız anlarınız var mı? Bu hikâyeyi okuduktan sonra kendi deneyimlerinizi paylaşmak ister misiniz?

Sizlerden gelecek yorumları merakla bekliyorum; çünkü her bir yorum, Kaan ve Elif’in hikâyesini biraz daha zenginleştirecek ve “Tillahınızdan korkmam” ifadesinin anlamını birlikte keşfetmemizi sağlayacak.