NaturalMess
Member
33 yaşında bir adam terapide bana şunları söyledi: “Altı yıldır evliyiz. Çoğu zaman iyiyiz, evi iyi yönetmeyi biliyoruz, köpeğe birlikte bakıyoruz, iyi seyahat ediyoruz ve yeterince kazanıyoruz, bu yüzden para sorun değil. Ancak mutlu değilim, anlaşıldığımı hissetmiyorum ve genel olarak sessizim çünkü iletişim ve çatışma çözümüne yönelik tüm girişimlerimiz işe yaramıyor. Ciddi bir sorunum yok ama onu hâlâ sevip sevmediğimi, orada olmak isteyip istemediğimi bilmiyorum.”
Kararsızlık hoş olmayan bir durumdur. Hiçbirimiz hiçbir ilişkide bu durumda olmak istemiyoruz. Bu yüzden çiftler bu konu gündeme geldiğinde bazen inkar etmeyi tercih ediyor, bunu bir aşama olarak görüyor ve bazen de ilişkilerinin temelinden şüphe etmeye başlıyorlar. (Getty Images/iStockphoto)
İlişkiye ve partnere ilişkin bu kafa karışıklığı ve karışık duygular durumunu, ilişki kararsızlığı olarak adlandırıyoruz. Bu seansların çoğunda danışanlar ne kadar tatminsiz olduklarından ama aynı zamanda partnerleri ve ilişkileri hakkında ne kadar kafa karışıklığı ve güvensizlik hissettiklerinden de bahsederler. Geçtiğimiz üç yılda, ilişki kararsızlığı nedeniyle bize gelen müşterilerin sayısı önemli ölçüde arttı.
Ortaklık olsun veya olmasın tüm ilişkilerimiz bir dereceye kadar kararsızlık içerir. Ancak danışanlar ister flört ister evlilik olsun, terapiye geldiklerinde yoğun ve ısrarcı çelişkili duygular deneyimlemeye başlarlar. İlişki üzerinde çalışmayı mı seçmeleri gerektiğini yoksa bırakmaları mı gerektiğini merak eden bir çekişme gibi geliyor. Müşteriler bana sıklıkla şunu söylüyor: “Ne yapacağımı bilmiyorum. Umarım başkası benim adıma karar verebilir.”
Partnerlerine karşı sevgi, şefkat, arkadaşlık duyguları ile öfke, kırgınlık ve tiksinti duyguları arasında gidip geliyor gibi görünüyorlar. Çatışan duyguların bu ısrarlı gücü, onların gerçekte ne istediklerini ve eşlerinin de ne istediğini anlamalarını zorlaştırır. Bu kararsızlık durumu çok acı verici olabilir, bilişsel uyumsuzluk durumuna neden olabilir ve aynı zamanda son derece yorucu olabilir. Çiftler sıklıkla ailelerinde veya yakın çevrelerinde kimsenin bu durumu bilmediğini ve ne kadar mutsuz olduklarını dile getirirler.
Kararsızlık hoş olmayan bir durumdur. Hiçbirimiz hiçbir ilişkide bu durumda olmak istemiyoruz. Bu yüzden çiftler bu konu gündeme geldiğinde bazen inkar etmeyi tercih ediyor, bunu bir aşama olarak görüyor ve bazen de ilişkilerinin temelinden şüphe etmeye başlıyorlar. Bana göre kararsızlık, bize önemli bir şey söylemesi ve buna dikkat etmenin çok önemli olduğu anlamına geliyor. Bu, dürtüsel tepki vermek ve duyguya kapılmak anlamına gelmez. Ortaya çıkanlara yer bırakmalı, hatta bunun bizimle, partnerimizle ya da ilişkimizle bir ilgisi olup olmadığını sormalıyız. Bunu başarmak için, çift olarak veya bireysel olarak kararsızlıkla oturmalı ve ardından bunun sizin ve ilişkiniz için ne anlama geldiğini yavaş yavaş anlamak için kendinize izin vermelisiniz.
Çalışmalarımın son yirmi yılı boyunca kararsızlığın ne iyi ne de kötü bir alan olduğunu öğrendim. Bütün ilişkiler bundan geçer. Kararsızlıkla ilişkimiz ve onunla başa çıkma yeteneğimiz büyük bir rol oynuyor. Karşılanmayan arzuları ve ihtiyaçları anlamak ve aynı zamanda her birimizin ilişkide barındırdığı kalıcı hayal kırıklıkları, kırgınlıklar ve kırgınlıklarla başa çıkmak için ortaya çıkan bu karışık duygu alanını kullanmalıyız. Bazen bireylerin, bir çift olarak bu durumu birlikte açmaya başlamadan önce, kendi kararsızlık durumlarına neyin katkıda bulunduğunu kendilerinin anlamaları gerekir.
Bu zor. Bu konuyu ele almanın dikkatli bir dikkat, sabır ve karşılıklı iletişim için güvenli alanların yaratılması gerektiğinin farkına varmak önemlidir. Ayrıca partnerimizi dinleme isteği ve merakının hâlâ olup olmadığını kendimize sormamız ve ardından herkesin duyulduğunu, anlaşıldığını ve görüldüğünü hissedeceği bir orta yol yaratmaya çalışmamız gerekir.
Kararsızlık anları ilişkinin sağlığı için bir pusuladır ve cevaplar onlarla neyle ve nasıl başa çıktığınızda yatmaktadır. Hiçbir zaman tüm çiftler için işe yarayan tek bir cevap ya da tek bir yol yoktur.
Kararsızlık hoş olmayan bir durumdur. Hiçbirimiz hiçbir ilişkide bu durumda olmak istemiyoruz. Bu yüzden çiftler bu konu gündeme geldiğinde bazen inkar etmeyi tercih ediyor, bunu bir aşama olarak görüyor ve bazen de ilişkilerinin temelinden şüphe etmeye başlıyorlar. (Getty Images/iStockphoto)
İlişkiye ve partnere ilişkin bu kafa karışıklığı ve karışık duygular durumunu, ilişki kararsızlığı olarak adlandırıyoruz. Bu seansların çoğunda danışanlar ne kadar tatminsiz olduklarından ama aynı zamanda partnerleri ve ilişkileri hakkında ne kadar kafa karışıklığı ve güvensizlik hissettiklerinden de bahsederler. Geçtiğimiz üç yılda, ilişki kararsızlığı nedeniyle bize gelen müşterilerin sayısı önemli ölçüde arttı.
Ortaklık olsun veya olmasın tüm ilişkilerimiz bir dereceye kadar kararsızlık içerir. Ancak danışanlar ister flört ister evlilik olsun, terapiye geldiklerinde yoğun ve ısrarcı çelişkili duygular deneyimlemeye başlarlar. İlişki üzerinde çalışmayı mı seçmeleri gerektiğini yoksa bırakmaları mı gerektiğini merak eden bir çekişme gibi geliyor. Müşteriler bana sıklıkla şunu söylüyor: “Ne yapacağımı bilmiyorum. Umarım başkası benim adıma karar verebilir.”
Partnerlerine karşı sevgi, şefkat, arkadaşlık duyguları ile öfke, kırgınlık ve tiksinti duyguları arasında gidip geliyor gibi görünüyorlar. Çatışan duyguların bu ısrarlı gücü, onların gerçekte ne istediklerini ve eşlerinin de ne istediğini anlamalarını zorlaştırır. Bu kararsızlık durumu çok acı verici olabilir, bilişsel uyumsuzluk durumuna neden olabilir ve aynı zamanda son derece yorucu olabilir. Çiftler sıklıkla ailelerinde veya yakın çevrelerinde kimsenin bu durumu bilmediğini ve ne kadar mutsuz olduklarını dile getirirler.
Kararsızlık hoş olmayan bir durumdur. Hiçbirimiz hiçbir ilişkide bu durumda olmak istemiyoruz. Bu yüzden çiftler bu konu gündeme geldiğinde bazen inkar etmeyi tercih ediyor, bunu bir aşama olarak görüyor ve bazen de ilişkilerinin temelinden şüphe etmeye başlıyorlar. Bana göre kararsızlık, bize önemli bir şey söylemesi ve buna dikkat etmenin çok önemli olduğu anlamına geliyor. Bu, dürtüsel tepki vermek ve duyguya kapılmak anlamına gelmez. Ortaya çıkanlara yer bırakmalı, hatta bunun bizimle, partnerimizle ya da ilişkimizle bir ilgisi olup olmadığını sormalıyız. Bunu başarmak için, çift olarak veya bireysel olarak kararsızlıkla oturmalı ve ardından bunun sizin ve ilişkiniz için ne anlama geldiğini yavaş yavaş anlamak için kendinize izin vermelisiniz.
Çalışmalarımın son yirmi yılı boyunca kararsızlığın ne iyi ne de kötü bir alan olduğunu öğrendim. Bütün ilişkiler bundan geçer. Kararsızlıkla ilişkimiz ve onunla başa çıkma yeteneğimiz büyük bir rol oynuyor. Karşılanmayan arzuları ve ihtiyaçları anlamak ve aynı zamanda her birimizin ilişkide barındırdığı kalıcı hayal kırıklıkları, kırgınlıklar ve kırgınlıklarla başa çıkmak için ortaya çıkan bu karışık duygu alanını kullanmalıyız. Bazen bireylerin, bir çift olarak bu durumu birlikte açmaya başlamadan önce, kendi kararsızlık durumlarına neyin katkıda bulunduğunu kendilerinin anlamaları gerekir.
Bu zor. Bu konuyu ele almanın dikkatli bir dikkat, sabır ve karşılıklı iletişim için güvenli alanların yaratılması gerektiğinin farkına varmak önemlidir. Ayrıca partnerimizi dinleme isteği ve merakının hâlâ olup olmadığını kendimize sormamız ve ardından herkesin duyulduğunu, anlaşıldığını ve görüldüğünü hissedeceği bir orta yol yaratmaya çalışmamız gerekir.
Kararsızlık anları ilişkinin sağlığı için bir pusuladır ve cevaplar onlarla neyle ve nasıl başa çıktığınızda yatmaktadır. Hiçbir zaman tüm çiftler için işe yarayan tek bir cevap ya da tek bir yol yoktur.